29 Eylül 2016 Perşembe

Felçi Hastalara Sanal Gerçeklik Ve İskelet



Fiziksel özgürlüklerini kaybeden insanlar için  Kuzey Caroline Duke Üniversitesinden bir araştırma ekibi tipik felçli insanlar üzerinde yeni ve bugüne kadar böylesine denenmemiş bir test yaptı.Araştırma ekibi sanal gerçeklik gözlüğü ve bununla entegreli giyilebilir robotik kostümlerle felç olan kişileri biraz  da olsa bulundukları durumdan unuturtmaya çalıştılar.Araştırma ekibi uzun yılardır yaptıkları denemelerle bugün önemli ölçüde yol kat etiklerini söylüyorlar çalışmalrın devamı ve hız kazanması için büyük bir çaba sarfetiklerini söylüyorlar.

Henüz sadece test aşamalarında olan prototipler felçli kişilerin harek kabiliyeti kazanmasını sağlıyor.Proje kapsamında fiziksel yetilerini kaybetmiş kişiler kullanıldı büyük bir heyecan ile deneyimlediler ve eğer bu çalışma sonuçlanırsa insanlar için büyük bir milat olduğunu eklediler.
Şu ana kadar bir çok felçli hastayla eğitimlerimiz oldu ama bedeni baştan aşağı felç olan hiç kimsede küçük ilerlemeler bile kat edemedik.

Belden aşağısı felç olan hastalar üzerinde belirgen doğrulmalar görüldü bu hastalar eğitimler sonrasında ayak uzuvlarını oynatabiliyorlar.Vicuda bağlanan isketet sistemle başa takılan nöro algılayıcı sönsörler vasıtasıyla iskelete eş zamanlı olarak komut verip  komutun harekete dönüştüğünü gördük.Sanal gerçeklik gözlüğü hreket kabiliyetini kaybetmiş olan bölgenin nöre sensörlerin sinyalerini alarak ayaklarını hareket etirdiğinde bu hareketin görüntüsünü direk olarak gmölüğe yansıyor.


          Okan Alagöz
www.digiworksteam.com

Philea Sondası Bulundu




Rosetenın görevi görevi bitmeden az bir süre sonra Rosetta yüksek çözünürlük kamerası olan Comet 67P /Churyumov-Gerasimenko sondası olan Philea karanlık bir çatlak içerisinde bulundu.Osırıs dar açılı kamera tarafından 2 Eylül'de alınan ve açıkça üç ayağı iki birlikte lander ana gövde gösterisi yaptı.Bu görüntüler Orbiter yüzeyinin 2.7 km içinden geldi.

Osırıs dar açılı kamerasında alınan görüntüler, sondanın iki ayağından birinin sıkıştığını göstermektedir.Ayrıca  bu fotoğraflar 12 Kasım 2014'den beri neden sondayla tişim problemi olduğunu da göstermektedir.Osırıs kamerasıyla Philea'nın oldukça net fotoğrafları çekildi bu fotoğraflarda bariz bir şekilde sondanın ayağının oturmamış oluğunu göstermektedir.

Philea ilk iniş denemesinde Agilkiya yüzeyine dokunsada başarılı bir iniş yapamayarak zıplama prosedürünü devreye konulmuştur.Zıplayış gerçekleştirildikten 2 saat sonra konum yerinin engebeli olmasıyla birlikte kuyruklu yıldıza iniş yapılmıştır.Ancak sondanın yeterince enerjisi ve yakıtının olmadığı için sonda meyili ortamda bırakılmıştır.Araştırmacıların devamlı veri alabilmesi için sondanın fotovoltaik güneş panelerinin devamlı enerji alması gerekirken sondanın karanlık bölgede kalması sebebiyle güneşten yararlanamadığı görülmştür.

Bu nedenle üç gün sonra Phileanın ana bataryası bitiriyor  ve sadece Haziran ve Temuz 2015 aylarında kuyruklu yıldız Güneşe yakın durumdayken enerjisi varken iletişim kuruyordu.Bugüne kadar Phileanın yerinin bulunmaması büyük endişelere yol açmışken artık bu endişeleri ortadan kaldırmıştır.Bundan sonra ki adım Roseta uzay aracının kuyruklu yıldıza yaklaştırılması.Böylelikle kuyruklu yıldız hakkında daha detaylı bilgiler alınabilecek.Alınan veriler doğrultusunda kuruyklu yıldız ve gök taşı  görevlerinde daha fazla ehemiyet gösterilecek.


         Okan Alagöz
www.digiworksteam.com

28 Eylül 2016 Çarşamba

Keşfedilen Gezegenlerde Canlılığa Yer Varmı



Şili'de bulunan teleskop la yapılan gözlemlerde güneş sistemimizden dört ışık yılı uzaklıkta yaşanılabilir olanbir gezegen keşfetiler.Gezegenin boyutu gezegenimizden büyük olduğu açılanmıştı buynun dışında canlılığın devamlılık göstebileceği bir atmosferi olduğunu bile eklemişlerdi.Tabi bu bulgular anlık değişmeler gösterebiliyor.Proxima Centauri'nin yörüngesinde dolanan gezegen yörüngesinde tam dönüşünü 11 günde tamamlıyor.Gezegende suyun donmayacak kadar sıcaklığın olduğuna dair bulgulara da rastlanılmış.
Güneş sisteminin dört ışık yılı ötede bulunan Proxsima Centauri adlı kırmızı cüce Güneşten sonra  yeryüzüne en yakın yıldız konumundadır.Erboğa takımyılızında yer alan bu soğuk yıldız çıplak gözlerle görülmeyecek kadar sönüktür.

2016 yılında Şili'deki La Silla'da yer alan ESO3.6 metrelik teleskobu ile HARPS tayfölçeriile düzenli bir şekilde gözlemlenerek doğrulandı.Aynı zamanda dünya genelinde diğer teleskuplarla eş zaman olarak görüntülenen Proxima Centauri Londra Queen Mary Üniversitesinde Guilem Angalada - Escude liderliğindeki gökbilimci ekipleri tarafından bir kampanya yürütüldü.Kampanyaya Soluk  kırmızı nokta   adı verileriek yıldızn yörüngesinde bulunan muhtemel başka bir yıldızın üzerindeki etkisinin ölçülmesi planlanılıyor.

          Okan Alagöz
www.digiworksteam.com

Termoform 3D Baskı Teknolojisi (Gerçekliğe Ramak Kaldı)





Disney tarafından yapılan 3D baskı aleti ile kalıpsal nesnelere giydirmeler yapılabiliyor.Yeni teknik Anaheim Kaliforniya  merkazli araştırma ekibi tarafından sunulacak ACM SIGGRAPH 2016 Temuz  24-28 tarihleri arasında gerçekleşecektir.Bilgisayarlı grafik ve interaktif teknikler, etrafında  odaklanmış bir konferans ve sergi olarak düzenlenecek.Schüller ve yönetici Prof. Sorkine işbirliğiyle hazırlanılmıştır.

En basit 3 boyutlu yazıcıyı bile kullanabileceğiniz bu yöntemde sürecin ilk adımı 3D baskı ısıya dayanıklı alçı kalıp oluşrumakda geçiyor.Özel yazılım sayesinde daha sonra bir transfer kağıdı üzerine basılır ve ısı ve basınç karışımı ile plastik  levha üzerine aktarılır.Lazer 3D modeli dokuyu hesapalayarak gerginlik ve sıklık ölçümlerini yapar.Bu plastik levha termoform makina içinde alçı kalıp üzerinde kenetlenilip sonrasıdna rekli plastik levhayı sabitleştirerek 3D baskılı kalıp üerine akratılır.

ETH profesörü Olga Sorkine Hornung danışmanlığında geliştirilen bu metod bilgisayar smilasyonlarından 3D model yaratıyor.Termoform yani ısıyla şekilendirme adı verilen yöntemde 3D model plastik katmanının üzerinde vakumla şekilendirme işlemi yapılıyor.Aslında oldukça eski bir yöntem ile normalde vakum ambalajlarda kullanılıyor bu yöntem 3D Termoferm baskı yöntemine farklı bir bakış açısıyla yaklaşım kazandırıyor.Fakat Disney ETH tarafından geliştirilen bu teknik sayesinde 3 boyutlu şekilde bilgisayarda oluşturulan plastik model üzeinde kusursuzca oluşturulabiliniyor.3D yazıcılarla oluşturulan kalıplar müteakiben bilgisayarlarla tasarlanan 2 boyutlu keside akatarılarak oldukça ayrıntılı bir model üzerine giydirme yapılabiliyor.Artık profesyonel şekilde yapılabilen bu süper modelerden eğitimden maketciliğe pek çok alanda muhteşem modelerinde yaratılmasına ilişkin imkanlar sağlanılabiliyor.


          Okan Alagöz
www.digiworksteam.com

27 Eylül 2016 Salı

MinION Nanopore İşlevseliğiyle Hayran Bırakıyor





MinIOn Oxford Nanopore Technologies tarafından  ilk portatif DNA analiz aracı üretildi.Böylelikle Nasa uzayda DNA araştırmalarını yapabilecek.San Fransiscodan araştırmacıların yardımıyla ilk kere dünyadan 320.000 km uzaklıkta DNA teşhisi konuldu.Bu  oldukça iyi düşünülmüş aletin uzayda ne kadar büyük getirileri olacağına değinen yetkililer bu araştırmaları büyük bir şevkle takip ediyoruz üretiğimiz Nanopore teknolojisi sayesinde olası biyolojik tehtitlerin üstesinden  gelebileceğiz.Uzay istasyonundan gelen verieri analiz eden yerel bir araştıma ekibinin araştırmaların bulgulara paralel sonuçlar çıkartıklarını raporlarına eklediler.Bu testen sonra bio genetik ve biyomoleküler alanda uzay istasyonalrında araştırma merkezleri kurulması hedeflenebilir.

Dr. Kate Rubins tarafından kullanılarak fare bakteri ve virüs analizleri eş zamanlı olarak  yapıldı ve verilerin diziler halinden gelmesi oldukça başarılı oldu.Bu DNA analiz teknoloji sayesinde hasta astronotlara hızlıca teşhis konulabilecek, istasyonda bulunan gıda,su ve çevresel mikroplar incelebilir ve dünya dışı yaşamlar bile bu ölçüde analizlerle açıklanılabilir.Oldukça küçük bir yapısı olmasına rağmen haznesinde nano gözenekler sayesinden moleküler değerlendirmeler yapıyor.

Nasa'nın Biyomoleküler Dizilim Projesinin bir parçası olarak Dünyada bulunan genetik araştırmacılar uzaydan gelen verileri analiz ederek dünyada bulunan verileri karşılaştırdılar ve verilerin bulgularla örtüştüklerini yani araştırmanın olukça başarılı bir şekilde tamamladıklarını eklediler.UC San Fransiscodan tıp doktoru Charles Chiu ekibin lideri olarak şöyle devam ediyor."Uzayda bugüne kadar genom çözümleri yapmak mümkün değildi çünkü eski cihazlar büyük ve hantal cihazlardı ancak bugün artık bu sorunu ortadan kaldırarak büyük bir eksikliği ortadan kaldırdıklarını açıklıyor.

Gayet küçük bir yapıya sahip olmakla beraber içerisnde entegreli çalışan nanopor (nanogözenek)dizilimi olarak biliniyor.Hücre membranlarındaki gözeneklere doğrun elektirik akımları verilerek nano gözenekleden her seferinde bir tane DNA molekülü geçmerlini sağlayarak iyon akışlarını değiştirip kaydediyor ve DNA dizisini çözüp sanalaştırmak için kullanıyor.Bu işlemlerin tamamı için 10 dk yeterli oluyor.
Bu cihazın küçük ve portatif olmasının yanında diğer bir avantahı ise seri dizilimler yapabiliyor.Hata dünya dışı hiç karşılaşılmamış organizmalarda bile işe yarabilecek bir özelikte.Çoğu dizilimsel metotta genelde hedeflenen yapıyı çözmeye çalıştıklarında bu dizilimlerin  kendi kendilerini hazırlamalari işlemlerin sürecini kısaltıyor ve daha verimli ve basit okunulabilirm veriler veriyor.

Genel diagnostik test tasarımına ihtiyaç duylmadan Ebola ve Zika  gibi salgınlarda teşis edilerek olumlu saonuçlar alındı. Bu teknolojisi uzayda araştırma merkezlerinin açılması anlamına gelebilir.

          Okan Alagöz
www.digiworksteam.com

19 Eylül 2016 Pazartesi

Apple İle Hermesin Dokularına Yakından Bakın

Apple yine giyilebilir teknolojik aletlerde çağın ileri teknolojik saatini tüm kamoyuna   sundu.Apple'in ürün çeşitliliğinde devamlı gelişen bir alt yapısı olduğuna değinmek gerekir.Hermes ile yapılan bu müthiş incelik ve zerafeti taşıyan saat iki büyük şirketin birlikte çalışmasıyla Watch Series 2 serisinde gözle görülür şahane değişklikler ortaya konuldu.

Apple'nin güç birliği yapmış olduğu Hermes teknolojinin ve zerafetin bir sembolü olan Apple watch hermes ile güçlerini birleştirdiler.Yapılan lansmanda tanıtılan saat bir çok yönüyle kullanıcıya hitap etmekde ve yenilikci konseptleriyle birlikte bu jenerasyonun devamını getimektedirler

Apple'nin kendi geliştirdiği Watch Series 2 modeline Hermesin dokusu şıklığın ve zerafetin bilim ile birleşimi anlatıyor.Apple Watch Hermes ile güçlerini birleştirip daha dikkat çekici modeler bulup bunları sunmaya devam edecekler.Hermesin moda dünyasındaki dokusu tarışılamayacak düzeyde fazladır Apple ise başlı başına bir imparatordur ve bu iki devin birleşimiyle ortaya kalitesi ve ihtaşımıyla başka bir yerde asla bulunamayacak bir mimari ortaya çıkıyor Appla Watc Hermes.

Hermesin Apple yapmış olduğu bu iş birliği sayesinde müşteri seviyelerinde büyük değişiklikler ortaya çıkıldığına dair yeni istatistikler aldığını ekleyelim.Hermesin moda dünyasında ki çizgileri daima ürünlerine yansımıştır bu ortak yapım teknoloji harikası üründe ise olan mükemel bir gerçeklikden başka bir şey değil.
Apple akılı saatlerinde kayışlar Hermesin el işçiliğini taşımakta.Rengarenk ve farklı serilerinm seçenekleri ile dolu olan deri kayışlar Apple'ın yeni tanıttığı Watch Series 2 kadranlarına sahip oluyor.

Hermes klasik deri kayışlı modelerin yanı sıra bir adet de sportif Apple dokusuna uygun Hermes klasiklenmiş turuncu renginde kayışlar tasarlmamış.Tüm bu modeler yeni tasarlanılmış Hermes kutularında.Şunu da eklemek de fayda var.Bu ürünler Apple satış  noktalarının yanı sıra Hermes mağazalarında bulabileceksiniz.

www.digiworksteam.com
       Okan Alagöz