29 Aralık 2017 Cuma

Asus, Zenfone 4 İçin Oreo Güncellemesini Dağıtmaya Başladı

Asus, Zenfone 4 cihazları için Android Oreo 8.0 güncellemesini dağıtmaya başladı. Güncellemenin birkaç gün içerisinde tüm cihazlara geleceği düşünülüyor.

Bu ayın başlarında Zenfone 4 cihazlarına Oreo güncellemesi getireceğini söyleyen Asus, sözünü tuttu ve ZE554KL adlı bir güncelleme yayınlandı. Android Oreo güncellemesi (15.0405.1711.76 numaralı yapıyı taşıyor), ASUS'un özel skininin son sürümü olan ZenUI 4.0'a dayanıyor. Güncellenme sonrasında, ZenFone 4 kullanıcıları, picture-in-picture modu, yerleşik bir şifre yöneticisi ve daha hızlı açılış süresi gibi klasik Oreo özelliklerine sahip olacak.

Bununla birlikte yine Oreo özelliklerinden olan arka plan uygulamalarını kısıtlama, özelleştirilebilir uygulama simgeleri, yenilenmiş ayarlar menüsü ve akıllı metin seçimi gibi yeni özellikler de Asus Zenfone 4'e gelecek. Asus Zenfone 4, 5.5 inç Full HD IPS ekran, bir Qualcomm Snapdragon 630 sistem (SoC), 4GB RAM, 64GB depolama alanı içeren orta seviye bir telefon olarak öne çıkıyor.

Ülkemizde de bulunan cihaz yaklaşık olarak 2 bin 500 TL'ye satılıyor. 3.300 mAh büyüklüğünde bir bataryaya sahip olan Zenfone 4 için güncelleme bugün dağıtılmaya başlandı. Birkaç gün içerisinde tüm cihazlara gelmesi bekleniyor. Siz yine de ara ara manuel olarak güncelleme kontrollerinizi yapın ve her zaman söylediğimiz gibi wi-fi'a bağlı olduğunuzdan ve pilinizin yeterli seviyede olduğundan emin olun.

Kaynak : http://www.androidpolice.com/2017/12/29/asus-zenfone-4-now-receiving-android-8-0-oreo-update/

Ekşi Sözlük Yazarlarına Gelen Netflix Mesajı

Ekşi Sözlük’te büyük infial uyandıran, gece 01.00 sıralarında gelen "Yaptıklarını biliyoruz. Bizim neler yapacağımızı da izle ve gör." yazılı mesajın Netflix tarafından reklam amaçlı gönderildiği ortaya çıktı.
Gece yatağınızda uyurken birden "Yaptıklarını biliyoruz. Bizim neler yapacağımızı da izle ve gör." yazılı bir mesaj sesiyle uyandığınızı düşünün. Gerçekten de ürkütücü değil mi? Sanki odanın etrafında bir çift göz bütün gece üzerinizdeymiş gibi hisseder insan. Aynen söylediğimiz gibi de oldu ve gece saat 01.00 sularında Ekşi Sözlük yazarlarının ‘gelen kutusu’na düşen bu mesaj, büyük bir paniğe yol açtı. Meğer mesajı atan Netflix’in ta kendisiymiş. Popüler dizi Black Mirror’un viral reklam çalışması olan mesajın, Ekşi Sözlük’ün kullanıcılarının bilgilerini Netflix’e vermesi üzerine yaşandığı iddia ediliyor. Black Mirror’un The Waldo Moment bölümüne atıkta bulunarak 'iamwaldo' mesajıyla gönderilen mesajın amacı, izleyicilerin diziye olan ilgisini arttırmaktı. Fakat mesaj anlamını çoktan yitirmiş ve Ekşi Sözlük kullanıcıları, bu olay karşısında seslerini iyice yükseltmeye başlamışlardı. Hatta konunun yazarlar tarafından gündemden düşürülmemesi üzerine Ekşi Sözlük, söz konusu başlığa erişimi engelledi -şu an başlığa ulaşılabiliyor-.

18:9 Ekranlı Akıllı Telefon Alcatel 3C Fiyatı ve Özellikleri

TLC, bu yıl orta ve üst segmentte sıklıkla gördüğümüz 18:9 ekran formatını Alcatel 3C ile giriş seviye akıllı telefonlara getirmeyi planlıyor.
Yeni 18:9 ekran formatı 2017 yılında ilk olarak amiral gemisi akıllı telefonlarda ‘moda’ olmuştu. Yılın ilerleyen aylarında ise Çinli akıllı telefon üreticilerinin de konuya dahil olması ile orta seviyede 18:9 ekranı bulunan telefonlar tanıtıldı.
Çin merkezli bir şirket olan TLC, 2018 yılında 18:9 ekran formatını giriş seviye akıllı telefonlarına getirmeyi planlıyor. Uygun fiyatlı olması beklenen Alcatel 3C, çerçeveli bir tasarıma sahip olmasına rağmen 18:9 ekran formatına sahip olacak.


Alcatel 3C Özellikler

İşlemci: MediaTek MT8321
RAM: 1GB
Depolama: 16GB+MicroSD
Ekran: 6 inç HD+ IPS LCD
Arka Kamera: 8MP
Ön Kamera: 5MP
Batarya: 3.000mAh

İşletim Sistemi: Android 7.0  Nougat

28 Aralık 2017 Perşembe

Şimdiye Kadar Samsung Galaxy S9 Hakkında Bildiğimiz Her Şey!

Akıllı telefon piyasasında tüm gözler Samsung'un yeni amiral gemisine dönmüş durumda. Peki nasıl bir amiral gemisi bekleniyor? İşte Galaxy S amiral gemisi hakkında gerçekleşen 12 sızıntı.
2017 yılının büyük bir kısmı Apple’ın, iPhone’ların 10. yılında nasıl bir akıllı telefon tanıtacağını merak etmekle geçti. Eylül ayı geldi çattı ve Apple, şaşalı bir şekilde yeni iPhone X’u tanıtarak tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Apple hemen herkes tarafından beğenilen iPhone X ile yeni yıla mutlu bir şekilde girerken, 2018 yılının hemen başında yeni bir rakip ile karşılaşacak: Galaxy S9. Samsung’un yeni amiral gemisi hakkında pek çok spekülasyon olmasına karşın cihazın neye benzeyeceğini az çok tahmin edebiliyoruz.
Fakat nasıl bir cihaz ile karşılaşacağımızı daha iyi anlamak için şu ana kadar gerçekleşen tüm sızıntıları bir özetleyelim.

Sızıntı: Adı ‘Galaxy S9’ Olmayabilir

Samsung, Galaxy Note serisinin Galaxy S serisinden isimlendirme olarak bir numara daha düşük olmasının Galaxy Note’ları daha eski modellermiş gibi gösterdiğini düşünerek Galaxy Note 5’ten sonra 6’yı atlayarak doğrudan Galaxy Note 7 modelini tanıtmıştı.
Bazı söylentilere göre Güney Koreli teknoloji devi yeni Galaxy S modelini iPhone X(10) adından geride kalmaması için Galaxy S10 ya da bir adım öteye geçerek S11 olarak tanıtacak. Tabii isimlendirme bir yarışa dönerse sonu nereye varır tahmin etmek güç.

Advanced LTE Özellikli Surface Pro Satışa Sunuldu

450 Mbps hızla hücresel veri hizmeti üzerinden indirme yapabilen Surface Pro artık son kullanıcıya da açıldı. Cihaz, Microsoft'un online satış mağazasında 1.449$'a satışta.

Microsoft’un entegre WWAN bağlanabilirlik özelliğine sahip ender taşınabilir Windows makinelerinden biri olan LTE’li Surface Pro modeli online satışa çıktı. ‘Advanced LTE’ özeliği barındıran Surface Pro’nun Eylül ayında üretim aşamasında olduğu duyurulmuştu. Microsoft’un son hücresel veri donanımına sahip Surface modeli, birkaç yıl önce üretimden kaldırılmıştı.

LTE Advanced özelliğine sahip Surface Pro satışları kurumsal müşteriler için bu Aralık ayında başlamıştı. Fakat bireysel kullanıcılar cihazı satın alamıyorlardı. Fakat bu durum Microsoft’un online satış sitesinde yayınlanan tablet cihazın özelliklerini içeren listeyle birlikte bugünden itibaren değişiyor.

Core i5 tabanlı, 8GB RAM ve 256 GB SSD sürücüye sahip olan cihaz Microsoft’un sitesinde 1149$’a satılıyor. Qualcomm’un Snapdragon X16 LTE modemini kullanan cihaz teorik olarak gigabit hızlarında LTE bağlantı kapasitesine sahip olmakla birlikte Microsoft, indirme hızını 450 Mbps ile sınırlandırmış.

Bununla birlikte RAM ve sabit diskten kazanmak isterseniz, yine LTE Advanced bağlantısı sunan ikincil bir konfigürasyon da olacak. 1.149$ fiyat etiketiyle piyasaya sunulacak olan cihazın işlemcisi Core i5 olmakla birlikte 4GB RAM ve 128GB hafızası bulunacak. Fakat bu konfigürasyon şu anda stoklarda bulunmuyor.

Yeni cihazda olması gereken diğer bir özellik ise bulunmuyor: işbirliği yapılan herhangi bir mobil operatör. Bu durumda LTE Advanced modemin kilitli olmadığını, herhangi bir SIM kartı ile çalıştırılabileceğini varsayabiliriz. Tabii bu durum özellikle seyahat esnasında maksimum esnekliği sağlıyor. Yüksek ücretlerle hizmete sunulan ‘roaming’ özelliğini kullanmaktansa, daha ekonomik yerel SIM kartları kullanabilmek, önemli bir avantaj. Fakat aynı zamanda ayarlardan mobil operatör seçimi yapabildiğiniz Apple’ın iPad Pro modeline oranla daha kullanışsız olduğu yorumu da yapılabilir.

Kaynak : https://www.slashgear.com/surface-pro-with-lte-advanced-now-available-to-all-27512982/

27 Aralık 2017 Çarşamba

iTunes, Microsoft Store'a Gelecek mi?

Microsoft Store'a gelip gelmeyeceği merak konusu olan iTunes için açıklama geldi.

Microsoft, bu yılın başında düzenlediği geliştirici konferansında, iTunes’u Windows Mağazası’na dahil etmek için çalıştığını ve 2017'nin sonuna yetiştirileceği sözünü vermişti. Ancak görünüşe göre, bu sözün tutulması mümkün olmayacak.

Yapılan açıklamaya göre, Apple projeyi tamamen rafa kaldırmış değil. ZDnet’e konuyla ilgili mail atan bir Apple sözcüsü,  iTunes deneyimini kullanıcılara tam anlamıyla sunabilmek için Microsoft ile birlikte çalıştıklarını, ancak bunun için zamana ihtiyaçları olduğunu dile getiriyor.

Bu nedenle kullanıcılar iTunes’u bu yıl Microsoft Store’da göremeyecek. Ama uzun bir sessizlik sonrasında Apple’ın halen proje üzerinde çalıştığını açıklaması, özellikle de iPhone kullanıcılarını sevindiren bir haber oldu.

iTunes’un şu anda Microsoft Store’da en fazla aratılan, ancak var olmayan uygulamaların başında geldiği söyleniyor. Bu gecikmeden sadece Windows 10 S’in yer aldığı cihazlara sahip olan kullanıcılar etkileniyor. Çünkü, Windows 10 S yüklü cihazlara Microsoft Store dışında herhangi bir kaynaktan uygulama yüklemek imkansız

 Kaynak : http://www.zdnet.com/article/itunes-wont-be-in-the-microsoft-store-this-year/

Yüz Tanıma Teknolojisi Japonya 2020'de Kullanılabilir

iPhone'un, iPhone X duyurusuyla düm Dünya'ya tanıttığı ve duyurulduğu günden beri fazlasıyla konuşulan yüz tanıma teknolojisi, daha büyük organizasyonlarda kullanılabilir.

Duyurulan yeni teknolojiler bizleri kullanacağımız cihazlar özelinde belki de çok heyecanlandırıyor ama uzun vadede çok daha büyük amaçlara hizmet edebileceğini belki de hiç düşünemiyoruz. Uzakdoğu bu konuda genelde daha büyük amaçların farkında olan bölgelerden ve 2020 yılında yüz tanıma teknolojisi güvenlik alanında çığır açabilir.

Japonya Olimpiyat Komitesi, 2020 yılında düzenlenecek olan Olimpiyat Yarışları ve Engelleliler Olimpiyatı için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını tartışıyor. Komitenin açıklamasına göre, stadyumlara çalıntı veya sahte biletlerle giriş yapmak isteyen izleyicilerin tespit edilmesi için kullanılabilir. Komite konuyu sadece seyircilerin girişiyle sınırlamıyor. Aynı şekilde sahte basın kartıyla yapılan girişler, sporcuların ve antrenörlerin alana girişi için de kullanımı planlanıyor.

Büyük bir ihtimalle bu sistemin seyirciler için kullanılması fikri rafa kalkacak. Nitekim onbinlerce farklı seyircinin bu yüz tanıma teknolojisi için ayrı ayrı yüzünü sisteme tanıtması gerekebilir. Zaten şu aşamada bu kadar yaygın olmayan bu teknoloji, 2 sene içerisinde sisteme entegre edilmeye çalışılırsa büyük bir fiyaskoyla sonuçlanabilir. Buna karşın komite, halen sporcu ve diğer personeller için sistemin kullanılıp kullanılmayacağını tartışır durumda. Önümüzdeki günlerde konuyla ilgili net bir açıklama yapılacağını tahmin ediyoruz.

Kaynak : https://www.digitaltrends.com/cool-tech/tokyo-2020-olympics-facial-recognition/

26 Aralık 2017 Salı

Elon Musk, Mars Projesi Hakkında Müthiş Detaylar Sundu: Kalkışa Hazır mıyız?



İnsanlık tarihine yön verecek dev projenin tüm detayları birinci ağızdan açıklandı. Artık Mars’a nasıl gideceğimizi, orada yaşamın nasıl olacağını biliyoruz.

Elon Musk, bundan 1 yıl önce insanları Mars’a götürecek ve orada toplumlaşmayı sağlayacak bir proje üzerinde çalıştıklarını duyurmuştu ve bir yol sonra ilk yolcuğun gerçekleşeceğini bugün açıkladı. Ayrıntıları açıklamak için Uluslararası Uzay Kongresini bekleyen dahi girişimci, Mars’ı aşama aşama yuvamız haline getirecek projesi hakkındaki detayları sundu.

Başlamadan önce belirtelim: Bu açıklamalar, projeye dair elde edilen ilk net verileri sunuyor. Bir konferans kapsamında Elon Musk tarafından duyuruldukları için projenin takvimi ve bütçesi gibi veriler için yapılacak ek açıklamalar sayesinde zamanla daha çok bilgiye ulaşacağız.
İlk hedef uydumuz Ay’a, Mars’a gidecek roketler için istasyon kurmak:

Elon Musk tüm açıklamarın hemen öncesinde kişisel Instagram hesabından, Ay’a kurmayı planladıkları uzay istasyonunun görsellerini paylaştı. Moon Base Alpha adındaki proje, Mars’a gidecek ve geri dönecek roketlerin kalkış merkezi olacak. Bu minvalde Kızıl Gezegen’i kolonileştirmek adına ilk ve en önemli adım niteliğinde:

Elbette henüz taze bir gelişme olduğu ve projenin tüm detaylarını bir konferansa sığdırmak imkansız olduğu için şimdilik görsellerle yetiniyoruz. Ancak şimdiden gezegenlerarası ilk ulaşım merkezine bakıyor olmak bile heyecan verici.
Mars’a kurulacak şehir nasıl görünecek?

Musk hız kesmeden paylaşımlarına devam etti. Ay’daki istasyondan yapılacak bir dizi sefer sonunda gerekli materyaller Mars’a taşınacak ve ilk etapta proje görevlileri bu materyallerle Mars üzerindeki şehri inşa edecekler. Sonra sıra sivil insanlara gelecek:

"Mars şehri, Dünya'nın tam tersi olacak. Mars'ın gecelerinde gökyüzü mavi, gündüzleri kırmızı olur"

Elbette projenin bu şekilde işlemesi için tüm testlerin yolunda gitmesi ve insanların uzun yolcuğa katlanabilmeleri gerekiyor. Nitekim testlerin çoğu tamamlandı ve inşa süreleri dolayısı ile biraz daha sabırsızlanmak durumundayız.

Ay yüzeyine yakıt ikmali gibi projeyi zorlaştıran detaylar da var ve şimdi en çetrefilli döneme giriliyor. Tonlarca söylenti, spekülasyon, cevapsız sorular ve yaşanması muhtemel başarısızlık silsileleri bizi bekliyor.
Projeye kim kaynaklık edecek?

Elon Musk, bu işin başında olacak şirketi SpaceX’in tüm kaynaklarını Mars projesine ayıracağını belirtti. Bugüne kadar geliştirilmiş en ileri teknoloji roketlerimiz olan Falcon 9, Falcon Heavy ve Dragon roketleri bütünüyle Mars projesine ait olacak.

Bunu dışında BFR adında kıtalararası en uzun seyahati bile 30 dakikanın altına inderece BFR roketi de Dünya üzerindeki taşımacılığı üstlenecek:

BFR’nin yeryüzünde yaptığı yolcu transferlerinden elde edilecek gelirler, ilk etapta Ay’a inşa edilece uzay istasyonu için kullanılacak. Böylece para kaynağı süreklilik kazanacağından SpaceX’in önündeki tek engel, testlerin başarız olma ihtimali ve yolculuklarda çıkacak aksilikler olacak.

 Kaynak : https://www.theverge.com/2017/9/28/16382756/elon-musk-spacex-mars-event-watch-live-stream-schedule-iac-2017

Mars Görevi Öncesi NASA'yı 'Seks' Korkusu Sarmış!

Mars görevi öncesi sızdırılan gizli bir rapora göre NASA'yı bir de seks korkusunun saldığı ortaya çıktı.

Bugün elde edilen bir rapor, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin Dünya dışı görevlere karma mürettebat gönderilmesinden oldukça endişe duyduğunu ortaya çıkardı.

Uzaya çıkan ilk İngiliz astronot olan Helen Sharman'ın söylediklerine göre NASA, astronotların uzayda cinsel ilişkiye girmesinden endişe duyduğunu belirtti. Londra'da düzenlenen New Scientist Live Festival'da konuşan Sharman, Mars göreviyle ilgili söz konusu düşünleri içeren resmi bir çalışmanın yapıldığını açıkladı. Fakat bu raporun hiçbir zaman yayınlanmadığı belirten Sharman, birkaç yıl önce bu rapordan haberdar olduğunun altını çizdi.

Konuşmasına devam eden İngiliz astronot, raporda uzaya giden mürettebatın ya tamamen kadın ya da erkekten oluşması gerektiği verilerine ulaşıldığını kaydetti.

NASA'nın kadınlardan oluşan mürettebatı daha uygun gördüğünü açıklayan 54 yaşındaki astronot, kadınların daha çok iş birliği içerisinde olduğundan dolayı, erkeklere nazaran daha az sorun yarattığını vurguladı. Henüz uzayda cinsel ilişkinin ne gibi sakıncalar doğuracağını bilemiyoruz, ancak 1-1.5 yıl süren görevlerde uzayda doğum yapmanın oldukça korkunç bir seneryo olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.

25 Aralık 2017 Pazartesi

Uber Freight'a Yeni Özellikler Geldi


Modern taksi hizmeti olarak nitelendirebileceğimiz Uber'in nakliyeciler için geliştirdiği uygulaması Uber Freight'a yeni özellikler geldi.

Uber tarafından geliştirilen Uber Freight, şoförler ile şirketlerin ortak bir noktada buluşmasını, bu bağlamda da daha fazla iş ve daha verimli çalışmayı sağlıyor. Uygulama, özellikle küçük nakliye şirketlerinin ve kamyon şoförlerinin ilgisini çekmek üzere tasarlandı. Uber Freigt'ın tanıtılmasından neredeyse yarım yol sonra gelen yeni özellikler uygulamayı kullanan sürücülerin daha fazla iş bulmasını sağlıyor.

İlk yeni özellik, sürücülerin bir yük almak için nerede ve ne zaman bulunacaklarını gösterebilmelerini sağlayan Post My Truck hizmeti.  Ayrıca, yeni özellikle birlikte sürücüler, açık oldukları iş türünü (kısa, orta veya uzun mesafeli olsun) not edip, kargo taşımacılığı için seçildikten sonra bildirim alabiliyorlar. Uygulama özelliği, klasik Uber uygulamasındaki gibi sürücülerin kendisini 'istenilen' haline getirme çabalarına benzetiliyor ancak Uber durumun daha farklı olduğunu öne sürüyor.

Bir diğer özellik ise nakliye şirketlerinin boşa giden kilometrelerinin önüne geçmek için tasarlanan "Yeniden Yükleme" özelliği oldu. Uber tarafından getirilen yeni özellikler, elbette şirketin bir anlamda kamyon şoförleri için bir iş paylaşım ağı oluşturmanın yanı sıra yüksek kar çabasının da bir ürünü. Bununla birlikte Yeniden Yükleme özelliği ile, sürücüler ve taşıyıcılar, yükün indirildiği yere yakın bir yerde bulunan yeni yükün listesini görebilecekler. Böylelikle taşıma şirketleri yol ve zaman tasarrufu yaparken şoförler de daha fazla iş yapabilecekler. Uber'in bu uygulaması bana bir zamanlar hepimizin oynadığı "Hard Truck" benzeri oyunları çağrıştırdı.

Huawei'nin Rekor Kıran Satışlarında 7X Öne Çıkıyor

Huawei'ye ait Honor markasının satışları, 40 milyona ulaştı. Seri içerisinde dikkati çeken 7X, piyasaya sürüldüğü pazarlarda satış rekorları kırdı.

Huawei Honor markası 4. Yıldönümünü kutlarken Cuma günü yaptığı açıklamada Honor X serisinin dünya çapında satış rakamının 40 milyona ulaştığını duyurdu. Bu seri Honor 4X, Honor 6X ve Honor 7X bulunuyor. Honor 7X’in Hindistan’da çok sayıda alıcı talebi bulduğu söyleniyor. Huawei’nin bu yeni modeli Aralık ayında çıkmıştı piyasaya.

Honor 7X satışlarının, Honor 6X’e oranla ilk iki haftada dünya çapındaki satışın iki katına ulaştığını söylüyor firma. Yeni modelin aynı zamanda dünya çapında olumlu kullanıcı geri bildirimi ve satış oranları aldığı bildiriliyor. Çinli marka Honor 7X’i ilk olarak Ekim ayında, kendi ülkesinde piyasaya sürmüş, ‘Bekarlar Günü’ olarak ilan edilen 11 Kasım tarihinde ilk iki saat içerisinde Tmall.com’da 300.000 adet satmıştı.

Honor 7X benzer bir başarıyı dünya piyasalarında da göstermişti. Rusya’da 6X’in 3 katı oranında satış gerçekleştiren marka, Amerika’da ise 5 Aralık ile 14 Aralık tarihleri arasında, piyasaya sürülmesinin ilk 10 gününde 6X satışlarına oranla %250 daha fazla başarı yakalamıştı.

Çift SIM kart desteği olan Honor 7X, Android 7.0 Nougat tabanlı EMUI 5.1 üzerinde çalışıyor. 5.93 inç full HD + IPS ekrana sahip olan cihaz, HiSilicon Kirin 659 octa-core SoC, 4 adet 2.36 GHz Cortex-A53 core ve 4 adet 1.7GHz A-53 core olmak üzere 8 adet core’a sahip bir işlemciden güç kazanıyor. Cihazda 4GB RAM bulunuyor. Aynı zamanda arka yüzünde çift kamera düzeneği bulunan cihazın ana kamerası 16 megapiksel iken, derinlik algısı yapan kamerası ise 2 megapiksel çözünürlüğünde. Buna mukabil ön yüzde 8 inç’lik bir adet kamera bulunuyor. Hibrid dual-SIM konfigürasyonu içerisinde yer alan microSD kart, 256 GB’a kadar hafıza desteği sunuyor.

4G VoLTE, Wi-Fi 802.11 b/g/n, Bluetooth v4.1, GPS/ A-GPS, 3.5 mm kulaklık girişi, micro-USB girişi ve 3.350 mAh batarya, cihazın diğer özellikleri arasında yer alıyor. Cihaz ana akım piyasaların haricinde Avrupa, Rusya, Ortadoğu ve Malezya’da da satışa sunuluyor.

Kaynak : https://gadgets.ndtv.com/mobiles/news/huawei-honor-x-series-sales-hit-40-million-units-1791100

22 Aralık 2017 Cuma

Bilgisayar Kamerasını Bantlamak Paranoyaklık Mıdır?



Herkesin sandığının aksine bilgisayar kameralarını bantlamak, herhangi bir açık sayesinde kameraları aktif eden kişilerden korunmanın en iyi yoludur.

Bilgisayarında bulunan webcam’leri bant yapıştırarak kapatan insanlara genellikle ‘paranoyak’ gözüyle bakılır. Sonuçta onlar sürekli izlenilebileceklerini düşünen aşırı şüpheci insanlardır değil mi? Değil.

Bu insanların şüphelerini bir kenara bırakarak öncelikle ‘webcam’a bant yapıştırma’nın nereden çıktığına bakalım. 2011 yılında keşfedilen bir flash açığı sayesinde internet sitelerinin ziyaretçilerinin kameralarını aktif edebildiği ortaya çıkmıştı. Flash’taki bu açık kapatılmış olsa da hala benzer açıklar bulunuyor.

Java platformu başta olmak üzere web tarayıcılar üzerinden kameraları aktif etmenin hala pek çok yolu bulunuyor. Bu nedenle deep web ziyaretçileri herhangi bir web sitede dolaşırken java’yı deaktif duruma getirirler.

Maalesef ki bu güvenlik açıklarından tam olarak korunmanız mümkün değil. Hiçbir anti-virüs uygulaması bu açıkların önüne geçemiyor. Nedeni ise sistemin kendini düzenli olarak yenilemesi. Antivirüs programları ise yalnızca kendilerine tanıtılan virüsler ile mücadele edebilirler.

‘O halde nasıl korunacağız?’ diye soruyorsanız cevap basit, kamerayı bantlayın. Yukarıdaki fotoğrafta da gördüğünüz gibi bir yazılım devi dahi olsanız o kamera bantlanacak. Hayır ben bir yazılım yüklemeden kendimi güvende hissetmem diyorsanız, zone alarm programını tavsiye edebiliriz. Fakat ‘bant’ kadar güvenli olduğunu söyleyemeyiz.

Depositphotos'tan Photoshop'u Unutturan Yeni Servis: Crello

6000’den fazla ücretsiz şablon imkanı sunan web tabanlı yeni görsel tasarım aracı Crello ile tanışın.

Dünyanın en iyi stok fotoğraf platformlarından olan Depositphotos, yeni görsel tasarım aracı Crello‘yu tanıttı. Photoshop ve benzeri karmaşık servisler ile uğraşmak istemeyen kullanıcıların hedeflendiği yeni platform -seviyeleri ne olursa olsun- tüm kullanıcıların profesyonel görseller hazırlayabilmelerine imkan sağlıyor.

Fotoğraf, vektör, ikon, şablon, çerçeve, şekil ve illüstrasyonlar dahil olmak üzere kullanıcılarına on binlerce ücretsiz görsel imkanı sunan Crello, aynı zamanda kullanımı sınırsız ücretli görselleri de barındırıyor.

Görsel içeriklerin metin içeriklere göre 4.4 kat daha etkili olduğunu belirten Depositphotos, yüksek kaliteli görsellerin de cezbedici olması açısından daha olumlu bir etki yarattığını ve Crello’nun profesyonel tasarımlar oluşturma noktasında oldukça başarılı olduğunu vurguluyor.

Crello.com üzerinden erişilebilen serviste tasarım bilgisine ihtiyaç duyulmadan sosyal medya gönderileri, dijital reklamlar ve baskılar için görsel tasarlanabiliyor. Ayrıca platforma gelen yeni bir güncelleme ile artık hareketli görseller -yani GIF’ler- hazırlamak da mümkün.

Özetle Crello’nun kullanıcılara sunduğu imkanlar şunlar:

    6000+ ücretsiz şablon, 10,000+ tasarım öğesi, 60,000,000+ yüksek çözünürlüklü stok fotoğraf,
    Önceden tasarlanmış 29 hazır format,
    Kendi görselini yükleme seçeneği ve farklı arkaplan alternatifleri,
    Görsel efektler ve filtre seçenekleri,
    Satın alınan ürünlerde sınırsız kullanım imkanı (ücretli seçeneklerde).

9 dil desteğine sahip olan Crello’nun 2018’in ortalarında Türkçe dil desteğine kavuşacağını da söyleyebiliriz.

Tesla Araçlar'ı 2018'de Dev Bir Yazılım Güncellemesi Bekliyor

Elon Musk, Tesla araçların 2018'de gelecek dev yazılım güncellemesiyle birlikte, daha gelişmiş bir navigasyon sistemine ve güncellenmiş haritalara sahip olacağını söyledi.

Tesla'nın elektrikli araçları son dönemlerde, özellikle de temiz, ucuz ve teknolojisiyle oldukça tercih edilen araçlardan biri. Ancak uzun bir süredir Navigasyon sisteminde eksiklikler olduğu tartışılıyordu. Elon Musk bugün aracının navigasyon sisteminden şikayetçi olan bir Twitter kullanıcısına verdiği cevapla, büyük müjdeyi de vermiş oldu.

3 yıllık bir Tesla araca sahip olduğunu belirten ve navigasyon konusunda aracın çok iyi olmadığını belirten bir kullanıcı bugün Elon Musk'a bir Tweet attı. Buna karşılık olarak 2018'de tüm Tesla araçların büyük bir navigasyon ve harita güncellemesini alacağını söyleyen Musk, yeni sistemin eskisine göre "ışık yılları" ileride olduğunu belirtti. Büyük güncellemeyi yapmadan önce hala bazı testlerin devam ettiğini de belirten Musk, yeni navigasyon sisteminin çok yakında hazır olacağını söylüyor.

Bugün Musk Twitter üzerinden paylaştığı başka bir gönderiyle, büyük güncellemelerin ve sürpriz özelliklerin yolda olduğunu da belirtirken, bu güncellemenin tam anlamıyla neleri içerdiğine ilişkin detaylı bir açıklama şimdilik yapılmadı.

Son dönemlerde Musk'ın girişimleri arasında, Tesla biraz Space X'in yanında gündemden düşmeye başlasa da, Tesla araçlar özellikle de 2018 ile birlikte sorunlarının giderilmesiyle tekrar gündemde olacak gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Tesla'nın otomobillerini beğeniyor musunuz?

Kaynak : http://www.businessinsider.com/tesla-navigation-maps-system-update-coming-2018-2017-12

21 Aralık 2017 Perşembe

Google'ın Yapay Zekasından Bir İlk Daha!

Google’ın yapay zekası, bir fotoğrafı beğenip beğenmediğinizi bilebilir. Bu teknolojinin yakında Google Pixel 2’ye gelmesi bekleniyor.
Bir yapay zeka düşünür mü, yoksa düşünüyormuş gibi mi davranır? Buna cevabınız hangisi bilemem, ancak Google’ın yapay zekası bundan sonra sizin zevklerinizi önceden bileceğini iddia ediyor. Güzellik anlayışı kişiden kişiye göre değişir. Haliyle bir yapay zekanın tarz konusunda fikir belirtmesi pek kolay olmuyor. Yapay zekalar, yalnızca başkalarının yaptığı eylemleri alıp ortak bir yargıya varabilir. Ama kişisel özellik ortak bir yargıya varmak değildir.

İşte, Google’ın yapay zekası da ortak bir yargıya varma işini kişisel bir boyuta taşımak istemiş. Her insanda, evcil hayvanınız, aileniz, çarpıcı manzaralar gibi kategorilerde hoşlandığınız 10 tane kadar çekim var. Yapay zeka, bu çekimleri alıyor ve sizin önceki eylemlerinizi göz önünde bulundurarak bir karara varıyor.
Bu teknoloji geliştiğinde bir yapay zekanın bizim için en iyi fotoğrafı seçtiğini görebiliriz. Belki biz bu fotoğrafı aylarca bulamayacağız, ancak yapay zeka sayesinde internetin en derinlerinden gelen bir fotoğrafı görme şansına erişebileceğiz.
Google araştırmacılarından oluşan bir ekip, bu olaya Sinirsel Görüntü Değerlendirmesi(NIMA) ismini verdi. Bu yeni yapay zeka modeli, bir fotoğrafı yalnızca kalitesine göre değil, aynı zamanda genel estetiğinin insan gözüne ne kadar hitap ettiğine de bakacak. Derin öğrenme teknikleri kullanarak her geçen gün daha iyi şekilde tahminler yürütecek yapay zeka, yüksek/düşük teknik kalitede fotoğrafı kategorize etmek yerine, 1’den 10’a kadar bir ölçekte bir fotoğrafın estetik oranını değerlendirmeye çalışacak.

Şu ana kadar yapılan araştırmalarda son derece başarılı sonuçlar alan yapay zeka, çok yakında Google Pixel 2’ye gelecektir. NIMA, ileride kullanıcıların daha iyi fotoğraflar çekebilmelerini bile sağlayabilir.
Kaynak : https://www.androidauthority.com/google-ai-photos-nima-neural-network-824952/



Einstein'ın İzafiyet Teorisi.

İnsan aklının içerisinde yaşadığımız evreni anlamak konusunda ulaştığı en büyük başarılardan bir tanesi: Einstein'ın İzafiyet Teorisi.

Böyle söyleyince kulağa anlaşılması çok zor bir şey gibi gelmesin. Aksine, bu teori oldukça basit. Hatta korkutucu derecede basit ve düşündürücü. Einstein'ın teorisi, daha sonradan yapılan onlarca deney ile doğruluğu kanıtlanmış iki varsayımda bulunuyor: Işık hızının hiçbir zaman değişmeyeceği ve fizik kurallarının her durumda aynı olduğu.

1. Işık hızı boşlukta her zaman her şart altında aynı şekilde gözlemlenir.
Işık hızı boşlukta her zaman her şart altında aynı şekilde gözlemlenir.

Einstein'ın doğruluğu kanıtlanan ilk varsayımı: Işığı gözlemleyenlerin hızına veya ışığın kendi kaynağının hareketine bakılmaksızın, ışık hızı her gözlemci için aynıdır.

2. Gözlem yapan kişinin durumuna bakılmaksızın, fizik kuralları her zaman herkes için aynıdır.
Gözlem yapan kişinin durumuna bakılmaksızın, fizik kuralları her zaman herkes için aynıdır.

Ve ikinci varsayım: İster hareket eden ister sabit duran bir zemin üzerinde olun, gözlemleyeceğiniz fizik kuralı hiçbir şekilde değişmez.

Yapılan tüm deneyler bu iki varsayım da doğru olduğunu kanıtlamış durumdadır.

3. Gelelim bu iki varsayımın doğurduğu sonuçlara: Zaman akışının yavaşlaması.
Gelelim bu iki varsayımın doğurduğu sonuçlara: Zaman akışının yavaşlaması.

Einstein'ın bu savlarını dikkate aldığımızda, oldukça sıradışı ve ürkütücü bir fenomen ile karşılaşıyoruz: Eğer çok hızlı bir şekilde seyahat ederseniz veya yerçekimi dünyadan daha güçlü olan bir başka gezegene yerleşirseniz, zaman sizin için diğer insanlara göre daha yavaş akmaya başlar.

4. "Yani saatim daha mı yavaş ilerleyecek?"
"Yani saatim daha mı yavaş ilerleyecek?"

Yalnızca kolunuzdaki saat değil, size ve çevrenize ait olan her şey yavaşlayacak. İlginçtir ki, siz bunu farketmeyeceksiniz çünkü beyninizde düşünce üreten nöro-sinaptik hücreler de daha yavaş bir hızla çalışacak. Yani, zamanın sizin için yavaşlaması sizin tarafınızdan hiçbir şekilde farkedilmeyecek fakat sizi gözlemleyen herkes tarafından farkedilecek. Bu durum bizi ünlü İkizler Paradoksu'na götürüyor:

5. İkizlerimizin adları Ahmet ve Mehmet diyelim, 40 yaşındalar.
İkizlerimizin adları Ahmet ve Mehmet diyelim, 40 yaşındalar.

Ahmet ve Mehmet aynı günde doğdular ve şu anda aynı yaştalar. Bugüne kadar zamanları hep aynı hızda ilerledi ve aynı hızda yaşlandılar.

6. Ahmet'i bir uzay aracına bindirelim ve ışık hızının %90'ı bir hızda uzaya gönderelim.
Ahmet'i bir uzay aracına bindirelim ve ışık hızının %90'ı bir hızda uzaya gönderelim.

Mehmet burada, bizimle dünyada kalsın ve kardeşinin dönmesini beklesin.

7. Ahmet kendi saatiyle 5 yıl seyahat ettikten sonra geri dönsün.
Ahmet kendi saatiyle 5 yıl seyahat ettikten sonra geri dönsün.

Ahmet dünyaya geri döndüğünde iki kardeşin yaşlanma durumunda bir farklılık gözlemlenebilecek mi?

8. Yanıt: Evet.
Yanıt: Evet.

Uzaya gönderdiğimiz Ahmet'in saati dünya saatinin yalnızca %44'ü hızında işlemiş olacaktır. Yani dünyada geçen her 100 saniyede Ahmet için yalnızca 44 saniye geçmiş olacak. Sonuç olarak Ahmet, ikiz kardeşi Mehmet'e göre daha az yaşlanmış olacak.

9. Peki ya Ahmet'in seyahat ettiği uzay aracının hızını biraz daha arttırırsak?
Peki ya Ahmet'in seyahat ettiği uzay aracının hızını biraz daha arttırırsak?

Örneğin uzay aracını ışık hızının %99'u bir hızlı uzaya gönderirsek, o zaman sonuç ne olur? Hemen söyleyelim: Böyle bir durumda Ahmet'in saat dünya saatinin yalnızca %14'ü hızında işler. Yani Ahmet bu hızla 7 yıl seyahat ederse, dünyaya döndüğünde ikiz kardeşini tam 50 yıl yaşlanmış olarak bulacaktır.

10. Işık hızının %99.9'u bir hızda seyahat edilirse?
Işık hızının %99.9'u bir hızda seyahat edilirse?

Böyle bir durumda Ahmet'in saat dünya saatinin yalnızca %4.5'i hızında işler ve Ahmet 5 yıl sonra dünyaya döndüğünde ikiz kardeşi Mehmet'i 110 yıl yaşlanmış olarak bulur.

11. Peki tüm bunların anlamı ne?
Peki tüm bunların anlamı ne?

İkizler Paradoksu olarak bilinen bu durum aslında yalnızca klasik fizikçiler için bir paradokstur. Einstein'a göre bu durumun bir paradoks olmakla uzaktan yakından alakası yok. Onun bir devrim niteliği taşıyan İzafiyet Teorisi'ne göre, eğer ışık hızının herkes için aynı olduğunu ve fizik kurallarının asla değişmediğini varsayarsak, ikiz kardeşlerin durumu içerisinde yaşadığımız evrenin en temel özelliklerinden bir tanesidir.

20 Aralık 2017 Çarşamba

Sicario 2: Soldado’nun İlk Fragmanı Yayınlandı

Amerika-Meksika sınırında geçen uyuşturucu savaşını konu alan Sicario’nun ikinci filminin fragmanı yayınlandı. Film, yüksek aksiyona tam gaz devam ediyor.

Düşük bütçeli ilk filmle bir hayli beğenilen Sicario’nun 2. filmi için beklenen fragman sonunda geldi. Yalnızca 30 milyon dolarlık bütçesiyle 84,8 milyon dolar kazanmayı başaran ve bu başarısını eleştirmenlerin olumlu yorumları ile taçlandıran Sicario, ilk filminden aldığı gücü Sicario 2: Soldado filmine de taşıyor.

İlk filmde tanıdığımız Alejandro(Benicio Del Toro) karakterinin başrolde olduğunu gördüğümüz ikinci film, yine yüksek aksiyonlu filmleri seven izleyicileri memnun edecek gibi duruyor. Meksika ve Amerika sınırında yaşanan uyuşturucu savaşını konu alan ilk filmin ardından ikinci filmin ana konusu ne olacak bilinmiyor, ancak ilk filmin konusuyla benzer olacağı düşünülüyor.

Sicario’nun ilk filmini yöneten Denis Villeneuve’un aksine farklı bir yönetmenle yoluna devam eden Sony, Sicario 2: Soldado’da Taylor Sheridan’ı tercih etmiş. 3 Oscar adaylı film olan Sicario’nun ardından 2. filmi merak edenler, aşağıdan filmin ilk fragmanını izleyebilirler. Filmin başrolündeki Benicio Del Toro, şu anda sinemalarda olan Star Wars: The Last Jedi’da da oynadı. Star Wars’u izleyenler bu adamı daha farklı gözle göreceklerdir.

kaynak:web tekno

Apple, iOS Kullanıcıları için Shazam'a Çevrimdışı Mod Özelliği Getirdi!

Apple, Shazam'ı satın aldıktan kısa bir süre sonra iOS kullanıcıları için ilk güncellemesini yayınlayarak uygulamaya çevrimdışı arama özelliği getirdi.

Apple’ın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada popüler müzik arama uygulaması Shazam’ı 400 milyon dolara satın aldığını duyurması ile birlikte hem Android hem de iOS kullanıcılarının kafalarında bazı soru işaretleri oluştu.

En çok merak edilen konu ise Apple’ın Shazam’ı kendi hizmetlerinden birine entegre edip etmeyeceğiydi. Bu soru hala yanıt bulamamış olsa da iOS kullanıcıları, en azından şu an için Shazam’da daha fazla yeni özelliğe erişebilecekler gibi görünüyor.

Apple, Shazam’ın iOS uygulamasına yayınladığı yeni bir güncelleme ile uygulamaya çevrimdışı mod özelliği getirdi. Artık iOS cihazı olan Shazam kullanıcıları veri bağlantısı olmadığı durumlarda dahi herhangi bir müziği uygulamaya aratabilecekler.

Teknik olarak uygulama hala müzikleri bulmak için internet bağlantısı ile Shazam veri tabanına bağlanıyor. Fakat uygulamayı çevrimdışı modda kullandığınızda ses cihaza kayıt ediliyor ve yeniden internete bağlandığınızda Shazam kaydı arayarak müziğe ait bilgileri size sunuyor.

Shazam’ın çevrimdışı mod özelliği günün büyük bir kısmını dışarıda geçirip düzenli olarak Wi-Fi’ye bağlanamayan kişiler için oldukça faydalı. Umuyoruz ki özellik kısa zaman içinde Android uygulaması için de yayınlanır.



Kaynak : https://www.phonearena.com/news/After-being-acquired-by-Apple-Shazam-introduces-offline-mode-for-iOS-users_id100897

19 Aralık 2017 Salı

Google Assistant "Hey Google!" Komutunu Tanıyabiliyor

Google'ın uzun vadeli planları arasında yer alan, Siri ve Alexa'ya ciddi bir rakip olmasına kesin gözüyle bakılan yeni yazılımı Google Assistant geliştirilmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz aylarda, 79 Dolar etiket fiyatına sahip Amazon Echo'ya rakip olarak piyasaya sürülen Google Home tartışıladursun, Google akıllı telefon uygulaması Google Assistant'ı da geliştirmeye devam ediyor.

Assistant, ilk sürümlerinde sadece "OK Google!" diye seslenince aktifleşmekteydi. Buna karşın Google Home hem, "Hey Google!" hem de "OK Google!" denerek komut alabiliyordu.

Bu durum beraberinde bir soruna sebep oluyordu. Google Home ve Google Assistant'a aynı anda sahip olan kullanıcılar, "OK Google!" diye seslendiklerinde iki yardımcı da ayrı ayrı devreye girmekteydi. Google Assistant'a yeni sesleniş biçimi eklenince bu sorun ortadan kalkmışa benziyor. Geçtiğimiz Ekim ayında bazı cihazlara gelen bu özellik bu hafta itibarı ile bir çok cihazda kullanılabilir hale geldi. Kullanıcıların kendi istedikleri şekilde sesleniş kaydetmesi ve bu sesi kullanma konusunda ise henüz adım atılmadı.

Google Assistant maalesef henüz Google Play Türkiye'de yer almıyor.

Kaynak : https://www.androidauthority.com/hey-google-assistant-home-smartphone-setup-824045/

iPhone X’a Şans Tanımayan, Microsoft Surface Phone Konsepti!

Microsoft, tam mobil piyasadan çekildiği anda mükemmel bir değişimle geri dönmeye hazırlanıyor. Firmanın önümüzdeki dönemlerde tanıtmayı planladığı Surface Phone modeline ilişkin, iPhone X’u bile tarihe gömecek konsept tasarım ortaya çıktı.

surface-phone-microsoft
Yapılan sızıntılar ve küresel teknoloji medyasındaki haberler, Microsoft’un yeni bir mobil cihaz üzerinde çalıştığını ortaya koyuyor. Firmanın son zamanlarda aldığı patentler ise bu çabasını doğrular nitelikte.

Patentler arasında yer alan birçok çizim, Microsoft’un mobil cihaz sektörüne geri dönüşü için umut veriyor. Hatırlarsanız firma, yaklaşık iki ay önce Windows Mobile desteğini artık sunmayacağını ve yeni bir yazılım üretmeyeceğini duyurmuştu. Ancak işin bu kısmı tamamen yazılımsal boyutta. Anlaşılan o ki firma, mobil sektöre yüzünü tam anlamıyla dönmüş değil.
Tasarımcı David Breyer, ortaya çıkan patent çizimlerine dayanarak yeni Surface Phone’nun nasıl görüneceği hakkında konsept çalışmaları hazırladı:

Tasarımların hepsinde Microsoft’un son dönemde piyasaya sunduğu ürünlerden çizgiler bulunuyor. Surface Laptop gibi bir alana giriş yapan ve yeni nesil dizüstülerini piyasaya sunan firma, aynı isimde mobil cihazları da kategorize edebilir. Böylece tıpkı dişli rakibi Apple gibi bir ekosistem kurabilir.

2018’de sektöre damgasını vuracağını beklediğimiz katlanabilir mobil cihazların bir üyesi, patentlere göre Surface Phone olacak. Ancak böyle bir cihazın kalitesi için katlama fonksiyonunu sağlayan menteşe benzeri tasarımların önemi büyük. Microsoft ise bu konuda kendi imzasını atmışa benziyor.


Kaynak : http://news.softpedia.com/news/if-microsoft-s-surface-phone-looks-like-this-iphone-x-doesn-t-stand-a-chance-519035.shtml

18 Aralık 2017 Pazartesi

Yapay Zeka Konusunun Amansız Paradoksu!


 Yapay zeka konusu bizim de bolca yazıp çizdiğimiz, teknoloji dünyasının en çok tartışılan meselelerinden birisi. Bildiğiniz üzere birçok bilim ve teknoloji insanı da bu konu da karşı karşıya geliyor. Öte yandan yapay zeka ve insanlık konusu da yaman bir çelişki oluşturuyor.

Herhangi bir konuyla ilgili bir tartışma yapılacak ya da bir yazı yazılacak olursa ilk olarak tarihsel ilerleyişi analiz etmenin en doğrusu olacağına inanıyorum. Bu sebepten dolayı dilerseniz, yapay zeka tarihinin tamamı olmasa da ilk çıkış noktasını referans vererek başlamak istiyorum. İlk yapay zeka figürü, elbette, neredeyse her yazımızda söylediğimiz gibi teknolojiye tahayyül anlamında öncülük yaptığına inandığım sinema kanalıyla kullanıldı. Tarih ise birçoğunuzun tahmin ettiğinden daha geri bir dönem. 1927 yapımı Metropolis filmi, işçi sömürüsü ve ağır bir sistem eleştirisinin yanı sıra “False Maria” adlı bir yapay zeka ile de döneminde çok konuşulmuştu. Ve bu yazıya da konu olduğu için hala konuşulduğunu söylemek bence yanlış olmaz. İlerleyen dönemlerde “2001: A Space Odyssey”, "Blade Runner", "Terminatör" elbette Asimovun ölümsüz eserinden uyarlanan "I, Robot" ve G.O.R.A gibi filmlerde hep kullanılan bir simge oldu. (Arada atladığımız ama birçoğunuzun izlediği filmler vardır ancak bu kadarına değinmek yeterlidir diye düşünüyorum.)

Bugün, yine yapay zeka aynı ağırlığıyla tartışılıyor ve Metropolis'in işlediği konudan çok da ayrı bir sebepten ötürü değil. Bildiğiniz üzere yıllardır birçok internet sitesi ve gazete robotların insanların işini elinden alacağına yönelik haberler yapıyor. Bununla birlikte robotların daha çok kol gücü gerektiren işleri ele geçireceği gibi bir algı da bulunuyor. Ancak yapay zekanın diğer iş kollarına da el atacağı kaçınılmaz bir durum olarak da öne çıkıyor. Bu bağlamda hepimizin karşısına birkaç soru çıkıyor:

1- İşler robotların eline mi geçecek?
2-Makinelerin becerilerindeki gelişmeler, makineler insanlardan daha akıllı olana kadar birikir. Bu "üst düzey bilgi" büyük oranda insan emeğini gereksiz hale getirecektir. Ya makinelerin bize ihtiyacı kalmazsa.

Bu iki senaryodan ilkinin gerçekleşme süreci devam ediyor ancak bir sonuca bağlanıp bağlanmayacağı meçhul olarak öne çıkıyor. İkinci konu ise bildiğiniz gibi Haeking ve Musk tarafından da ortaya atılan bir senaryo. Bir anlamda takıntı diyebileceğimiz ikinci konu için çok fazla bir şey söyleyemiyoruz zira yapay zeka araştırmalarını durdurmak elimizde değil. Diğer yandan bu yazının paradoks kısmını oluşturan asıl mesele de insanların işinden olma kısmı yani yapay zekaların insanların işlerini ele geçireceği iddiası.

Son birkaç yıldır bilgi işleminde en çarpıcı gelişmeler bildiğiniz gibi otonom sürüş yapan araçlar, en iyi oyuncuları yenen programlar, konuşmaları doğru idrak edip cevap veren robotlar oldu. University of Toronto bilgisayar bilimi uzmanı Hector Levesque, robotların bu işleviyle ilgili olarak uyarlanabilir makine öğrenimi arkasındaki fikirin, robotların eğitilmesiyle muazzam miktarda veri elde etmek olduğunu belirtiyor. Zira makinelerin nesneleri algılaması, diller arasında tercüme edebilmesi ve önceden programlanması gerekmeden bu davranış örnekleri verildikten sonra bile bilgisayar kodu yazabilmesi oldukça şaşırtıcıdır ve son 10 yılda gerçekleşen olaylar. Daha önce yaklaşık on yıl öncesine kadar gerçekten mümkün değildi, çünkü daha önce eğitim amaçlı yeterli dijital veri yoktu, yeterli beyin gücü de yoktu.

Bu anlamda baktığımızda bilgisayarların yani yapay zekanın daha da fazla gelişeceğini söylemek büyük bir kehanette bulunmak anlamına da gelmez. Bu yüzden diyebilirizki insanüstü veriyi bir insandan daha iyi bir şekilde ancak bir yapay zeka işleyebilir. Bu da dolayısıyla yukarıda da belirttiğimiz gibi yapay zekanın beyaz yakalılar için de büyük bir tehdit oluşturabileceği anlamına geliyor.

Sorun ve paradoks şuaradaki geçtiğimiz yıllarda başlayan 4. Sanayi Devrimi ile birlikte zaten fabrikaları ele geçirmeye başlayan otomasyon sistemi tüm meslekleri ele geçirdiğinde ne olacak? Zira işçiye verilen maaşın minimum seviyede tutulması gerektiğini düşünen sermaye sahibi için bu fikir oldukça iyi ve mantıklı. Ancak, herkes işsiz kalırsa yeni telefonlar, arabalar ya da herhangi bir ürün nasıl satılacak? Bu konyla ilgili derinlikli bir ekonomi politik araştırma yapmaya gerek yok. Kapitalist toplumun devam etmesi için pazarın sürekli büyümesi gerekiyor ve yukarıdaki senaryoda bunun olması imkansız hale geliyor. Öte yandan burada tekrar Musk'a dönecek olursak olabiliritesi -mevcut şartlar altında olmasa da- yüksek bir ihtimal var: Evrensel gelir sistemi. Yani herkese işsizlik maaşı verilebilir. Kısa bir girdi daha yapacak olursak, bir yüzyıldan daha uzun bir zaman önce Karl Marks, işçileri zorunlu emekten kurtarmak gibi bir cümle kurduğunda sanırım bu günleri ve bu tartışmaları hayal edememişti ama küçük bir tahayyül etmişti.

kaynak:webtekno

Tesla, Supercharger İstasyonlarının Kullanımını Kısıtladı


Tesla, ticari amaçlar için Supercharger istasyonlarının kullanımını yasaklayan yeni bir karar aldı.

Ünlü teknoloji devinin elektrikli araçları için kurulan istasyonları,  Supercharger Fair Use adlı yeni bir politika gereği ticari sürücüler için yasaklandı. Artık ticari sürücülerin kırmızı-beyaz şarj bağlantı noktalarını kullanamayacağı belirtildi. Tesla, Nisan ayında açıkladığı planları çerçevesinde bu yılın sonuna kadar 10 binden fazla Supercharger istasyona sahip olmayı umuyordu. Zira şirket bu hedefle, uzun vadede geniş bir altyapı çalışmasını sürdürmek, kısa vadede de yoğunlukları azaltmayı düşünüyordu. Şirket, ayrıca geçen yıl aldığı bir kararla ücretlendirme bilgisinde bulunduktan sonra, araçlarının şarjı tamamlanan sürücülerin araçlarını istasyonda bırakmaları durumunda ek bir ücret daha alınacağını belirtmişti.

Tesla, aldığı yeni bu kararla, istasyonların, evinde veya işyerinde araçlarını şarj etme seçeneği bulunmayan sürücülere yönelik olduğunu belirterek bu amaçla kullanılmadığı zamanlarda,  "Diğerleri için Süper şarj hizmetlerinin kullanılabilirliğini olumsuz etkiliyor" düşüncesiyle yeni politikalarını yayınladıklarını belirtti. Bu da teslimat şirketleri tarafından kullanılan, hükümete ait araçların ya da diğer ticari amaçlar doğrultusunda kullanılan araçların kastedildiği anlamına geliyor.

Şirket, kullanım ve sürücü davranışını izleyerek, yeni kurallara uymayanları fark ettiğinde araçlarını istasyonlardan yasaklayabileceğini açıkladı. Bir Tesla sözcüsü, yaptığı açıklamada Tesla'ların ticari amaçlar için kullnılmasını teşvik ettiklerini ve  araçlarını şarj edecek başka yerleri bulmak için sürücülerle birlikte çalışacaklarını söyledi. Yeni kararlarda yerel koşullara bağlı olarak bazı istasyonların hariç tutulabileceği ve istisnaların olabileceği de belirtildi.

Kaynak : https://www.theverge.com/2017/12/17/16787010/tesla-prohibiting-commercial-drivers-supercharger-station

15 Aralık 2017 Cuma

Siteniz veya İşletmeniz İçin Logo Oluşturmanızı Sağlayacak Platform: Logaster

 Web sayfanız veya işletmeniz için logo tasarımı yapacak birini arıyorsanız artık aramayın, yalnızca birkaç adımla Logaster'ın dünyasına kendinize en uygun logoyu kendiniz tasarlayabilirsiniz.
Logolar, küçük veya büyük herhangi bir işletme için çok önemlidir. Neyse ki artık bu konuda yardımcı platformlar var. Bu alanda en iyilerden birisi olan Logaster, şirketinizin web sayfasını ve logosunu oluşturmanıza olanak tanıyor.

En iyi logoya ulaşmak için bir logo tasarımcısı ile anlaştığınızda, bu iş için ciddi anlamda ücretler alacaktır. Yani yeni bir iş kurduğunuzda, zaten sınırlı olan paranızı bu kişilere vermek istemeyebilirsiniz. İşte, siz de bunun için fazla para vermek istemeyenlerdenseniz bir logo tasarımcısına para vermeden kendi logonuzu tasarlayabilirsiniz.

Hızlı ve en önemlisi ücretsiz güzel logolar oluşturmak istiyorsanız, Logaster’a göz atmanızı öneriyoruz. Ayrıca ücretsiz tasarladığınız logoları, opsiyonel olarak cüzi rakamlara tam tasarımlı belgeler haline getirebiliyorsunuz.

Yapay Zeka Ünlülerin Sahte Porno Filmini Yaptı!

Yapay zeka ünlülerin porno filmlerini yaptı. Gerçek olup olmadığı çok zor anlaşılan yapay zekanın bu ünlülerin pornosunu oluşturması, büyük olay oldu!

Yapay zeka çalışmaları bu defa farklı bir olay ile gündeme geldi. Ünlülerin yüzlerini porno filmlerindeki oyuncuların yüzleri ile birebir eşleştiren yapay zeka, ortaya ünlülerin sahte porno filmlerini çıkarttı.

Ancak yapılan bu çalışma o derece iyi bir sonuçlar veriyor ki aktarılan örnekleri gerçeğinden ayırmak çok güç! Yapay zeka porno filmleri ile gündeme gelince, çeşitli tartışmalar da türedi.

Yapay zeka ünlülerin porno filmini yaptı!
Şimdiye kadar Taylor Swift, Gal Gadot, Emma Watson, Scarlett Johansson, Maisie Williams ve Aubrey Plaza gibi pek çok farklı ünlünün sahte porno filmi meydana getirilmiş durumda. Özel olarak geliştirilen yüz değiştirme algoritmasını ile mümkün olan bu çalışma, makine öğrenme temellerini alıyor.
Ünlü isimlerin YouTube’da yer alan videolarını ve yaklaşık olarak 20 binden fazla selfie fotoğrafını analiz eden AI yani yapay zeka, elde ettiği bu veriler ile hali hazırda bulunan porno filmlerdeki kadın oyuncuların yüzlerini değiştiriyor ve ortaya bir hayli gerçekçi sonuçlar çıkıyor.
Yapay zeka teknolojisi herhangi bir kadının porno filmini de oluşturabiliyor!
Üstelik sadece ünlü isimler için çalışma yapmayan bu yapay zeka, Facebook ve Instagram üzerinde, analiz için yeteri kadar fotoğraf paylaşan herhangi bir kadın için de rastgele porno filmleri meydana getirebiliyor. “deepfakes” olarak isimlendirilen bu algoritma ile daha birçok örnek kendini gösterebiliyor.

Bu konu ile ilgili daha önce de bir çalışma ortaya çıkmış lakin o dönemlerde bu işlem, sadece fotoğraflar üzerinde gerçekleştiriyordu. Şimdi ise tam manasıyla bir video oluşturmak mümkün hale getirilmiş.

Reddit üzerinden bir kullanıcı tarafından lanse edilen yapay zekanın porno çalışmaları ve makine öğrenmesi örneği, şimdilerde ciddi bir tartışma konusunu meydana getirmeye başlamış oldu.

Son olarak belirtmek gerekirse söz konusu bu ünlülerin porno filmleri, sırası ile kaldırılmaya başladı. Hatırlatmak gerekirse daha önce de ünlülerin çıplak fotoğraflarını çalan hacker için hapis cezası verilmişti.


iMac Pro Satışta! Tavan Fiyatı 13 Bin Dolar!

iMac Pro satışları resmi olarak başladı. Apple‘ın bir süre önce duyurduğu ve yıl sonuna doğru satışa çıkacağını belirttiği iMac Pro modeli, en sonunda kullanıcılara ulaşmaya başladı. iMac Pro özellikleri kadar fiyatı konusunda da çok dikkat çeken bir bilgisayar modeli olma ünvanına sahip.

iMac Pro özellikleri

iMac Pro özellikleri arasında; Intel Xeon W işlemci, DDR4 ECC RAM, SSD ve AMD Radeon Pro Vega ekran kartı ve 27-inç 5K ekran detayları yer alıyor. Apple’ın Mac bilgisayar modellerinin satışlarında uyguladığı kullanıcıların kendi isteklerine göre teknik özellik seçmesi, iMac Pro modeli için de geçerli tutulmuş.

iMac Pro fiyatı ve konfigürasyon seçenekleri
En yüksek konfigürasyonlu modelin teknik özellikleri arasında Turbo Boost ile 4.3GHz saat frekansına ulaşan 18 çekirdekli Intel Xeon W işlemci, 128 GB ve 2666HMz hızında DDR4 EEC RAM, 4TB SSD depolama ve 16 GB HBM2 bellekli AMD Radeon Pro Vega 64 ekran kartı yer alıyor. Söz konusu bu modelin Amerika fiyatı ise 13,348 dolar seviyesinde… Türkiye fiyatı ise kısa bir süre sonra belli olacak.

iMac Pro özellikleriStandart konfigürasyonda ise öne çıkan özellikler; Turbo Boost ile 4.2GHz hızına ulaşan 3.2GHz saat frekansında 8 çekirdekli Intel Xeon W işlemci, 32 GB 2666MHz ECC RAM, 1TB SSD depolama, 8 GB HBM2 RAM’li AMD Radeon Pro Vega 56 ekran kartı ve 27-inç büyüklüğünde 5K yani 5120×2888 çözünürlüğünde P3 ekran yer alıyor. Bu modelin fiyatı ise 4,999 dolar seviyesinde yer alıyor. Türkiye fiyatı da ülkemizde satışa çıkınca belli olacak ve Haber Tekno olarak aktarıyor olacağız.

kaynak:habertekno

14 Aralık 2017 Perşembe

Facebook, Rus Troll Hesaplarla İlgili Bir Araç Geliştir

Facebook, kullanıcıların 2016 ABD seçimlerine etki ettiği söylenen troll hesaplarla ilişkiye geçip geçmediklerini gösteren yeni bir araç sunmayı planladıklarını duyurdu.

Bilindiği üzere Rusya'nın ABD'nin 2016 başkanlık seçimlerine ve İngiltere'nin Avrupa Birliği'ndeki kaderini belirleyen Brexit referandumuna sosyal medya yoluyla etki ettiği son zamanlarda tartışılıyordu. Facebook ve Mark Zuckerberg tarafından yapılan açıklamalar çerçevesinde de çeşitli eşeltiriler Facebook'a gelmişti. Şirket, bu eleştirileri dikkate alarak daha şeffaf davranmak için yeni bir araç geliştirmeye karar verdi.

Facebook, seçimlerin üzerinden geçen bir yılda Rusya destekli içerikerin 126 milyon kadar ulaşabildiğini kabul etmişti. Ayrıca İngiltere Başbakanı Theresa May de Rusya'nın bilgiyi silahlandırmaya çalıştığını belirterek referanduma müdahale edildiğini öne sürmüştü. Hatta İngiltere parlamentosu bir araştırma grubu dahi hazırlamıştı.

Facebook, Rusya İnternet Araştırma Acentası tarafından yönetilen troll hesapların St. Petersburg kentinde bulunduğunu ve Kremlin'le bağlantılı olduğunu belirtti. Şirket, yeni aldığı bir kararla gelecekte sosyal ağın troller aracılığıyla yapılabilecek müdahaleleri önlemek için ve eski müdahalaler konusunda şeffaf olmak için yeni bir araç geliştirdi. Artık Facebook üzerinden Rus troll hesaplarından reklamlar mı yoksa organik yayınlar mı görüntülediği kullanıcılar tarafından görülebilecek.

Ayrıca 20 milyon Amerikalı'nın, Rus troll reklamlarının ve Instagram'daki doğrudan yayınların birleşimini gördüği belirtilirken ağda dolaşan mesaj sayısının 126 milyondan fazla olduğunu açıkladı.

Starbucks, Müşteri Bilgisayarlarıyla Kripto Para Üretiyor!




Arjantin’deki bir Starbucks şubesinde, müşterilerin ücretsiz Wi-Fi ağlarına bağlandıktan sonra, bilgisayarlarının geçici olarak Bitcoin ve türevi kripto para madenciliği için kullanıldığı tespit edildi. Starbucks iddialara yanıt verdi.

Bilindiği üzere dijital ağlar vasıtasıyla bilgi işleyerek üretilen kripto para birimleri için, bilgisayarların ekran kartları ya da işlemcileri kullanılıyor. Bitcoin’in son aylardaki astronomik yükselişi ardından, insanların kripto ekonomiye yönelik ilgisi tavan yapmış durumda. Herkes bir şekilde bu işin nasıl mümkün olduğunu öğrenmeye çalışırken, işi bilen kişiler çoktan dereyi geçtiler.

Diğer taraftan kirpto para üretebilmek için internet reklamları da kullanılabiliyor, ancak bu sistem çok kazançlı değil. Ayrıca yüksek bilgi işlem gücü gerektirdikleri için kripto para madenciliğinde mevcut bilgisayarlarımızı kullanmak artık karlı bir yöntem değil, çünkü kişisel bilgisayarlarımızdaki işlem kapasitesi bu iş için yeterli değil. Fakat çok sayıda kişisel bilgisayarla uzun vadede ufak miktar elde etmek mümkün.

Arjantin’in Buenos Aires kentinde bulunan ünlü kahve zinciri Starbucks'ta, kripto madencilik skandalı ortaya çıktı. Stensul isimli bir e-posta yazılımı şirketinin CEO’su olan Noah Dinkin, söz konusu Starbucks şubesindeki ücretsiz Wi-Fi ağında bir açık keşfetti. Bu açık ağa bağlanan müşterilerin bilgisayarlarını, bağlı kaldıkları süre boyunca kripto madencilik için kullanmaya yarıyor.
Dinkin’in Twitter hessabından paylaştığı bulgular şöyle:

"Merhaba @Starbucks @StarbucksAr (Arjantin), Buenos Aires'teki bir mağaza içi wifi sağlayıcınızın, ilk bağlantıda 10 saniyelik bir gecikme yaşattığını ve müşterilerizin bilgisayarlarını kullanarak Bitocin madenciliği yapıldığını biliyor muydunuz? Bu markanız dışında izlenim veriyor..."

Sturbucks ise ARjantin adına kullandığı resmi Twitter hesabından durumun fark edildiğini ve düzeltildiğini bildiren bir mesaj yayınladı:

"Geçen hafta bu mağazadaki durumdan haberdar edilir edilmez, internet sağlayıcımızla görüşerek sorunuz çözdük. Müşterilerimizin mağazalarımızdaki Wi-Fi ağlarını güvenli bir şekilde kullanabilmesini sağlamak için gereken değişiklikleri yaptık."

Saldırının temel mantığı, yerel ağ aracılığıyla müşterilerin tarayıcılarına bağlanan ve bilgisayarların işlemci gücünü kripto para madenciliği olarak kullanan bir dizi koda dayanıyor.

Starbucks sözcüsü Reggie Borges, "Geçen hafta bu konuyla ilgili uyarı aldık ve internet servis sağlayıcısına ulaştık. Bu Wi-Fi ağındaki sistem bizim tarafımızdan işletilmedi” açıklamasında bulundu.

Kaynak : https://interestingengineering.com/starbucks-free-wifi-hijacked-computers-of-customers-to-mine-cryptocurrency

13 Aralık 2017 Çarşamba

5 Büyük Firma, Parmak İzini Doğrudan Ekrandan Alacak!


Synaptics tarafından bu hafta başında duyurulan ekrana gömülü parmak izi okuyucusu, 2018 yılında çıkartılacak neredeyse bütün amiral gemilerin bir parçası olacak.

Akıllı telefonlar geliştikçe daha da kişisel cihazlar olmaya başladılar. Bu nedenle üreticiler, kullanıcıların daha gelişmiş güvenlik önlemlerine sahip olmaları için çalışmaya başladılar. Parmak izi okuyucular, desen ve şifre gibi önlemlerin yerini alarak daha kişisel olan biyometrik çağı başlattılar.

Ardından parmak izi okuyucuları yaygınlaştı ve artık orta sınıf cihazların bile büyük bir parçası haline geldi. Apple, Touch ID adını verdiği sensörü yıllardır iPhone serisinin Home tuşuyla entegre şekilde kullanıyor. Samsung, Huawei, LG ve Xiaomi gibi firmalar da genelde cihaz gövdelerinin arkasını tercih ediyorlar.

2017’nin başlarında ortaya çıkan ve henüz o zamanlar model ismini bilmediğimiz iPhone X ile birlikte, ekrana gömülü olan parmak izi sensörü geleceği söylentileri vardı. Apple’ın bu alanda aldığı patentler bir bir basına sızıyordu. Ancak iPhone X, tamamen parmak izi teknolojisinin kaldırıldığı ve bunun yerine Face ID teknolojisinin getirildiği bir cihaz oldu. Touch ID tamamen sonlandırılmadı ve iPhone 8 modellerinde kullanılmaya devam ediyor.

Dün haberleştirdiğimiz, Synaptics firmasının yeni patenti ve duyurusu, 2018’in amiral gemilerine dair en net özelliği ortaya koyuyor. Açıklamalara göre Synaptics, ekrana gömülü parmak izi teknolojisi için çoktan 5 büyük üretici ile anlaşmaya vardı. Bu üreticiler ise Apple, Samsung, Huawei, Vivo ve Xioami.

Synaptics’in özellikle Samsung ile ciddi bir anlaşmaya vardığı ve Galaxy S9 ile ekrana gömülü parmak izi sensörü sunacağı belirtiliyor:

Synaptics, bu teknolojinin mevcut amiral gemileri arasında en uygun seçenek olarak Galaxy S8 modellerinin ekranlarını işaret etti. Infinity Display adıyla duyurulan bu ekranlar, yapısal olarak ilgili sensörün kullanılması için oldukça ideal görünüyor.

Diğer yandan Samsung’un böyle bir anlaşma yapmadığı ve diğer üreticilerin de söylendiği gibi konuya sıcak bakmadıkları da konuşuluyor. Ancak Synaptics ile ortaklık kuran şirket hangisi olursa olsun, 2018’in gündemine oturacağı kesin.

Doğrudan ekrandan parmak izi tanıtmak yakın tarihe kadar bilim-kurgu senaryosu gibi geliyordu. Nitekim resmi bir şekilde gerçekleşti ve önümüzdeki yıl çıkacak telefonların parçası olması bekleniyor.

2017 yılında Apple’ın iPhone X için aldığı patentler de rafa kalkmış değil. Apple özelinde firmaya has bir teknolojiyi de görebiliriz. Bunun için öncelikle Samsung gibi bir rakipten ortalığı kızıştıracak haberler gelmesi gerekiyor.

Takbul Ne İşe Yarıyor?

Tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen, Muğla’nın Bodrum ilçesindeki jandarmalar tarafından kullanılmasına başlanan akıllı gözlüğün tüm özellikleri ortaya çıktı.

Güvenlik hizmetlerinin üst seviyeye çıkarılması için geliştirilen ve jandarmalar tarafından kullanılan akıllı gözlük Takbul, Simülasyon Bilim ve Teknolojileri (SimBT) şirketleri tarafından üretildi.

Yazılım sistemi jandarma muharebe sınıfından emekli olmuş bir grup asker ve ODTÜ’den bazı profesörlerce geliştirildiği belirtilen akıllı gözlüğün, suç ve suç teşkil eden durumların çözülmesine katkı sağlaması bekleniyor.

Bodrum’daki kontrol noktalarında kullanılan akıllı gözlük, haliyle sürücüler ve yolcuların da dikkatini çekmiş durumda. Jandarma, gözlük ile sürücülerin ehliyetlerini, yolcuların kimliklerini ve araçların plakalarını kontrol etti. Gözlük üzerinden elde edilen veriler, SIM kartlı mobil ağ üzerinden İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık, İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığı (KİHBİ) veri tabanına ulaştırılıyor.

Kişiler hakkındaki arama ya da yakalama kararlarını, kimlik kartı, ehliyet ve pasaport gibi kimlik bilgilerini gösteren, ayrıca belgelerde veya plakada bir suç unsuruna rastlandığında kırmızı ışıkla uyarı veren gözlük, uyarının hangi konuda verildiğini de ekranda gösteriyor. Eğer bir soruna rastlanmazsa gözlükte yeşil renk yanıyor.

Takbul’u kullanan güvenlik görevlisinin ekranı bilgisayar ekranı gibi görmesinin yanı sıra dış mekanı da rahatlıkla görmesini sağlayan gözlük, görsel iletişim yanında sesli iletişim sorgularını da yapabiliyor. Üzerinde kamera sistemi bulunan gözlüğün yalnızca uygulama noktalarında değil, seyyar olarak farklı görev bölgelerinde de kullanılabileceği belirtiliyor.

Şimdilik 20 adet var

Türkiye’de şimdilik 20 tane bulunan Takbul’u kullanacak görevlilere, Ankara’da özel bir kurs verildiği belirtildi. Kontrol noktalarında durdurulan sürücüler, gözlük sayesinde kontrollerin kısa sürede yapıldığını belirtiyorlar. Yani Takbul hem görevlilerin hem de sürücülerin kontroller sırasında gereksiz zaman kaybedilmesinin de önüne geçiyor. Sistem, şehirlerarası otobüslerle yolculuk yapıldığı esnada da sıkıntısız bir şekilde işledi. Kontroller, yolculardan kimlik kartları istenmeden kısa sürede tamamlandı.

12 Aralık 2017 Salı

Çinli Ayakkabı Üreticisinin Instagram Hikayeler'deki Dahiyane Reklam Stratejisi




Çinli bir ayakkabı üreticisi, kullanıcıların web sitesini ziyaret etmesi için reklam görseline saç teli ekledi. Ekranında saç teli olduğunu düşünen kullanıcılar saç telini almaya çalışırken şirketin web sitesini ziyaret etti.

Reklamcılık sektörü çoğu kişi tarafından ‘kolay iş’ gibi görünse de insanların dikkatini bir ürüne çekmek tahmin edildiği kadar kolay değildir. Hatta konu, iyi tasarlanmamış 10 saniyelik videolara bile tahammül edilmeyen sosyal medya ise bir ürüne dikkat çekmek çok daha zorlaşıyor.
Her yerde olduğu gibi Instagram hikayelerde de sık sık reklamlarla karşılaşmaktayız. Neyse ki dünyanın en büyük fotoğraf ve video paylaşım platformu kullanıcılarına bu reklamları geçerek diğer takip ettiği kullanıcıların hikayelerinde gezinmeye devam etme imkanı tanıyor.
Fakat Çinli bir ayakkabı üreticisi olan Kaiwei Ni kullanıcılarının reklamlarını o kadar da hızlı geçmesine izin vermiyor. Şirket, reklamlarına yerleştirdiği küçük bir ‘aldatmaca’ sayesinde tüm kullanıcıların web sitesini ziyaret etmesini sağlıyor. Hem de hiçbir zorlama olmadan.

Reddit’te paylaşılan görselde de görüldüğü gibi hikayelerde gezinirken bir Kaiwei Ni reklamı çıktığında ekranın üzerinde bir saç teli görünüyor. Bu saç telinin reklam görseline ait olduğunu fark edemeyen kullanıcılar kendilerini Kaiwei Ni’nin web sitesinde buluyorlar.
Kaiwei Ni’nin bu kurnazlığının Instagram reklam politikasını uyup uymadığı bilinmiyor. Fakat şirketin küçük numarasının işe yaradığı kesin. Zira hem Reddit’te hem sosyal medyada pek çok kullanıcı ayakkabı üreticisinin tuzağına düştüğü için üst üste şikayet mesajları paylaştı.
Kaynak : https://www.theverge.com/tldr/2017/12/11/16763664/sneaker-ad-instagram-stories-swipe-up-trick

Warner Bros. Harry Potter için Bir Mobil RPG Oyunu Duyurdu!


Hogwarts'ın tüm karanlık şöhretini mobil platformlara getirmek isteyen Warner Bros., mobil RPG oyunu Harry Potter: Hogwarts Mystery'yi duyurdu.
Jam City tarafından geliştirilen fantastik film severlerin favori serilerinden olan Harry Potter’ın bir mobil RPG oyunu olan Harry Potter: Hogwarts Mystery, Warner Bros. tarafından resmi olarak duyurdu. Oyuncular yarattıkları karakter ile Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nda uzun yıllar geçirebilecekler.
Yayınlanan basın açıklamasına göre oyuncular Hogwarts’ın tehlikeli dünyasında büyücülük derslerine ve çeşitli etkinliklere katılacaklar. Bu etkinliklerin içinde karanlık sanatlara karşı savunma, iksir yapma ve düellolar da yer alacak. Serinin ikonik profesörleri bu tehlikeli yolda oyuncuların yanında olacaklar.

Oyunun oynanışı hakkında henüz kesin bir bilgi bulunmuyor. Hogwarts Mystery’nin altında kesinlikle etkili bir hikaye bulunacak fakat henüz herhangi bir detay paylaşılmadı. Tabii bu kadar bilinmezin içinde oyunun çıkış tarihinin açıklanmasını da beklemiyorduk, ki öyle de oldu.
Hogwarts Mystery, Harry Potter sevenler için geliştirilen tek oyun değil. Bir dönemi kasıp kavuran Pokemon Go’nun geliştiricisi olan Niantic de arttırılmış gerçeklik temelli bir Harry Potter oyunu üzerinde çalışıyor. Harry Potter: Wizards Unite adını taşıyacak oyunun da çıkış tarihi henüz belirsiz.
Kaynak : http://www.ign.com/articles/2017/12/12/harry-potter-mobile-rpg-harry-potter-hogwarts-mystery-announced

11 Aralık 2017 Pazartesi

Imgur’a, DNS veya VPN Değiştirmeden Girmenin Yolunu Açıklıyoruz!



Şampiyonlar Ligi son 16'da Beşiktaş'la eşleşen Bayern München, Twitter'dan Beşiktaş ile ilgili bir takım tweetler paylaştı.

Bu sene Şampiyonlar Ligi’nde gösterdiği performansla bütün Türkiye’ye muhteşem anlar yaşatmayı başaran Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi 2. tur için rakibi belli oldu. Dünyanın en güçlü takımları arasında gösterilen Alman devi Bayern München ile eşleşen Beşiktaş’ımız, sonunda karşısında dişli bir rakip bulmuş gibi gözüküyor.

Bayern München, kuralar çekildikten sonra resmi Twitter hesabından bir takım paylaşımlar yaptı. Beşiktaş ile eşleştiklerini duyuran Alman devi, daha sonrasında Türkçe olarak “Merhaba Beşiktaş” mesajını paylaştı. Bu mesaj, çok kısa süre içerisinde beğeni yağmuruna tutulurken, yeni paylaşımlar gelmeye devam etti.

Bayern München’in tweetleri bu paylaşımın ardından kesilmedi. Beşiktaş’la ilgili sürekli yeni tweetler paylaşan Bayern, Beşiktaş’ın sezon başında transferleri için kullandığı “Come To Beşiktaş” sloganını kullanarak, golcü oyuncu Lewandovski’nin fotoğrafı eşliğinde “We are Coming to Beşiktaş” isimli bir slogan paylaştı.

Yine bunun dışında 1997-1998 yılında iki takımın Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı karşılaşmaya ait bir görsel paylaşan Alman devi, “Nakavt için dört gözle bekliyoruz” şeklinde yorum yaptı.

Halinden son derece mutlu olduğunu gördüğümüz Bayern München’in bu tweetleri, tüm dünyada kısa süre içerisinde yankı uyandırmayı başardı.

Bayern München’in bu tweetleri Beşiktaş için ilk değil. Kısa süre önce de Beşiktaş’ın “Sırada ki kim” tweetine James Rodriguez’in “biziz” der gibi el salladığı video ile ortak olmuşlardı. Umarım, yakında Bayern München gibi daha fazla rakibi Türkçe selam vermek zorunda bırakırız.