3 Ağustos 2018 Cuma

Şanlıurfa 'Göbeklitepe'

 Geçtiğimiz yıllarda ülkemizin Şanlıurfa ilinin Hliliye ilçesindeki Dağeteği Mahallesinde yapılan kazı sonuçlarında insan akıllarını zorlayan ve neredeyse tüm tarih kitaplarının tekrar yazılmasına sebep olabilecek arkeolojik buluntular keşfedildi. Bu buluntular şimdiki tarihimizden 12 bin yıl öncesine dayanan arkeolojik buluntular. Mısır piramitlerinden, Mezopotamya'nın, Minos ve Maya gibi Medeniyetlerin bile öncesine dayanan bu eski buluntular yerli ve yabancı Arkeologların insanların Taş Devrini yaşarken inşaa ettiklerine inanıyorlar. Bu inanış da beraberinde önemli sıkıntıları ve açığa çıkması gereken ciddi soruları da beraberinde getiriyor. Önemli sorulardan birisi Kimler tarafından yapıldığı ve Neden yapıldığı üzerine.. Bu soruya belki de en iyi cevaplardan birini ünlü Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt 'Bu Dünya'ya ait değiller. İnsansı özelliklere sahipler ancak insan olduklarını sanmıyorum.' sözleriyle yorum getiriyor. Peki tekerleğin bile icat edilmediği zamanın öncesinde bu müthiş eserleri nasıl yaptılar? Şüphesiz insanlık hayatı müthiş hızlı ilerlemelere şahit olmuştur.

 Önceleri hayvancılıkla uğraşan insalık çok kısa süre sonra yerleşik hayata geçerek tarımla uğraşmaya ve çeşitli icatlarla devirler atlamaya ve sonunda sanayileşmeye başladı. Teknolojik imkanlar o denli ilerledi ki yapay zeka ürünleri hayatımıza adepte olmaya başladı. Göbeklitepe'de yapılan ve zamanımızdan 12 bin yıl önce oluşturulmuş olan bu yapıyı şimdi ile kıyaslayacak olursak iletişim ile ilgili hiçbir ekipmanın olmadığı bir zaman diliminde birden akıllı telefonun icat edilmesi gibi bir durum diyebiliriz. Çünkü bu yapıt inşa edilirken henüz insanlık çanak-çömlek, yazı ve tekerlek gibi temel ihtiyaçlarla henüz tanışmamıştı. 300 mertelik bir kare alan üzerinde neredeyse devasa büyüklükteki taş sütunlar üzerine yapılan hayvan ve tuhaf oymalar o zamanda yapılmış, bu günü kadar bulunan en muhteşem eser.


Yapılan bu eserler bu zamana kadar bulunmuş diğer arkeolojik taş devri yapılarına hiç benzememektedir. Taş sütunlar üzerine yapılan hayvan figürlerinin mükemmel bir işçilikle ve sanatla yapılmış olması mantıkları bir derece daha zorlamaktadır. Yapılan bu figürler ve resimler yapıtın ve bu devasa taşların sıradan veya gelişigüzel yapılan yapılar olmadığına dair ipuçlaı veriyor. İnsanlık tarihindeki ilk inancın bile temsil edildiği bir alan olabilecek potansiyele sahip olan bu yapılar hala araştırılmaya devam ediliyor. Bulunan sonuçlar tarih kitaplarında köklü bir değişime neden olabilir ve sonuçları tüm dünya tarihini sarsabilecek nitelikte olabilir. Bu nedenle titizlikle yürütülen araştırmalar ileri ki yıllarda tam olarak aydınlatılacağa ve Ülkemize önemli bir nitelik kazandıracağa benziyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder